Çarşamba, Nisan 14, 2010

Üj Bej:)

Trakya insanını seviyorum...
Rahatlar, İstanbul'lular gibi aceleci değiller hiç!
Hele ki o keyifli konuşmalarıyla süslenmiş içki masaları...
İnsanın ömrüne ömür katıyor.
İstanbul çocuğuyum ben!
Koşuşturmaların, kaos ortamının göbeğinde büyümüş bir İstanbul kızı:)
Trakya'da çalışmaya başlayınca gördüm nasıl içten olduklarını...
Her gün, -çogu zaman daha güneş doğmadan- evimden çıkıp buraya geliyorum...
Neyse ki günler uzamaya başladı da güneşin pırıltılarına şahit olabildiğim iş günleri geldi...
Tek dertleri rakıyı açıp oğlağı çevirmek...
Yanında birde insanı kahkalara boğan, güldükçe karın doyuran rakı sofrası muhabbetleri varsa değmeğin keyiflerine.

"Cemre düştü. Üj bej haftaaa pikneee gidiveririz be ya! Takarız şişe çeviriveririz oğlağı. Aaaçtıkmıydı yanına da yaş üzüm rakımızı oooohh mis! Sen içebiliyon mu rakı? Ağır gelmesin, çarpmasın seni:) Sıkma tatlı canını, güneş açtı, uzanıverdinmiydi otlara bişeyciğin kalmaz a benim güzel kızım."

Çalıştığım şirketin en keyifli yanı, işte bu güzel, neşeli insanlarla sohbet edebilme şansı. Yoksa çekilir çile değil her sabah 5 buçukta sıcacık yatağından çıkıp yollara düşmek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder