Pazartesi, Eylül 05, 2011

Peri Masalı

Birdenbire açıldı kapı ve o girdi içeri ardından gelen parlak ışık hüzmesi ile birlikte... Gülümsedi, hem de dudaklarıyla, dişleriyle ve hatta göz bebekleriyle...

Karşısında dimdik duruşu bile gülümsüyordu kadına; içten, sıcacık bir gülümseme...

Kadının rüyalarındaki "O Adam" karşısında duruyordu! Bir dakika yoksa kadın hala rüyada mıydı? Önce ayağa kalkıp koşa koşa O'na sarılıp kucaklamak istedi sımsıkı... Ancak böyle anlayabilirim diye düşündü kadın rüya mı gerçek mi diye. Gerçi rüyalarını bile o kadar gerçekçi görürken, uyandığında O'nun kokusunu üstüne sinmiş bulurken bu da yetmezdi ki anlamaya...

Boşverdi yine herşeyi, rüya ya da gerçek tadını çıkarmalıydı yaşadığı anın! Gözleri ışıldadı O'nun gibi, ayağa kalkmadı, O'nun gelmesini bekledi... O'nun adımlarıyla beraber yaşadığı o kapkaranlık oda aydınlandı, peri masalına dönüştü bir anda... Kuş cıvıltıları, cırcır böceklerinin huzur veren sesi ve hafif bir rüzgarın tenine değerek onu ferahlatmasıyla gördüklerine inanamadı kadın. Ayyaş dünyadan üzerine sinmiş rutubet kokusu kır çiçeklerinin şiirselliğine dönüştü. Nemli gece karası saçları rüzgarla birlikte yüzüne yapıştı önce, ama saclarını geriye atmadı kadın... Çünkü O geliyordu işte küçük ve yavaş adımlarla..

Aslında hep aynı rüyayı görüyordu ya, neyse... Belki bu kez ruyaları gerçeğe dönüşür diye bekledi.. Hayalinin yanına kadar gelip, ona sarılıp, kokusunu içine çekip gözlerinin önüne dökülen saçlarını geriye atması ve ardından dudaklarına kondurduğu o minik buseyle onu gerçek hayatta olduğuna, bu kez rüya olmadığına ama rüyalar kadar bazen gerçeklerin de huzur verici olabileceğine inandırmasını bekledi...

Geldi.
Tam da hayal ettiği gibi o karanlık kapıyı açıp hayatına ışık verdi, huzurla doldurdu içini tıpkı dalgaların kayalıklara vurduğu anda duyduğu yankının hissettirdiği özgürlükle dolu huzur duygusunu içine çekti.
Hareket etmeden bekledi; sanki kirpiklerini dahi kırpsa o gerçek ama sahtekar dünyaya döneceğinden korkarak... Halbuki dünyanın her zaman sahtekar can yakıcı olmayacağını anlamasına cok cok az bir zaman kalmıştı...
Korkusundan bu kez kendi kendine kaskatı kesildi.
Hareketsiz.
Yelkovan akrepi kovaladıkça inancı kuvvet kazandı. Kimbilir belki günler, haftalar, aylar geçti...

Artık emindi! O adam gerçek, dünya hiç olmadığı kadar huzurlu ve hayat belkide ilk kez bu kadar güven doluydu onun için...

Artık emindi! Yaşadığı aşk gerçekti... Peri masallarının gerçeğe en yakın yüzüydü belki de bu aşkı en doğru ifade şekli...

Artık emindi! O masal küresinin içine doğru bir yolculuğa çıkmanın zamanı gelmişti...

Artık emindi! Çünkü rüyalarındaki o muhteşem yer, o muhteşem hayat o kürenin içinde onu bekliyordu...