Cuma, Ocak 21, 2011

... Badem ...

Bir başkasının kaybı olduğun anda "kıymetlisi" olmak değil mi sanki en çok can yakan, kalp kıran... Beklenen ancak gelmeyen, beklenen gelmeyen ve beklenmekten vazgeçilen... Değerlisin işte! Kıymetli, güzel bakan, çaba harcanan!
Sensin o!
AĞLATILAN.

Belki de sadece sen olmayacaksın, kim bilebilir ki! Ne söylenebilir, "ya başkasını da incitirse" korkusuyla içinde yaşattığın bir kaktüs, diken, ısırgan...
Yakıyor işte canını!
Acıtıyor!
Zorlama hayatı! Çabalama boşuna kaybettin artık!
HEBA ETTİN...
Önceni, sonranı, belki de bütün ömrünü yok yere harcadın, O'nu harcadın sen O'nu! Üstelik çıkamayacağı dağları tırmandırmaya çalışıyorsun sadece sen istediğin için... Vazgeçmesini istiyorsun hayattan, sadece seni yaşasın, bencilce... Sen onun vazgeçmesini istiyorsun, ama O'na O'ndan vazgeçmeyeceğini söylüyor, Dünyayı etrafında döndürüyorsun! Bu gerçekleri bir yerlerden, birilerinden duymalısın... Dünya her an kendi kafasına göre dönüyor, ne Seni, ne O'nu ne de Beni umursamadan, durmaksızın, hiçbirşeyi kaale almadan... Anladın mı! Umurunda değilsin lanet Dünyanın!