Pazartesi, Aralık 13, 2010

sıkıntıdan çıkma masal çakması!

Hayat aslında masallardan ibaret değil mi? Hep mutlu son olsun diye beklediğimiz... Beklediğimiz!'in ilk günlerinde tutulan bütün dilekler, edilen bütün dualar hatta bakılan fallar onun içinken zaman geçtikçe; dokunamadıkça gerçeklere, kurduğumuz hayallere, hedeften şaşmaya başlamaz mı dileklerimiz... Bu masalın da sonu mutlu değilmiş, yine değilmiş işte! Ne olacak sanki ölecek miyim! demez miyiz... Aşkın ne olduğunu çözmeye çalışırken hatta aşık mıyım değil miyim diye sorgularken, etrafındaki en yakınların, en uzakların sana ellerinden geldiğince ve yaşadıkları doğrultusunda bunu açıklamaya çalışırlarken kafanın allak bullak olduğu o an! İşte o an herşeyden vazgeçme anındır. Bazen yaşananların bir illüzyon olduğunu zanneder tam gülüp geçecekken kendine birden bir merak uyanır içinde ya hayatta aradığım mutluluksa bu diye düşünürken acı çekmeye başlarsın... Çünkü sadece tek bir kelimeden ibarettir yaşadıkların belki bir sakinleştiricinin verdiği etki ile aynı şeyleri hissettim diye geçirirken içinden bir de bakarsın ki hayatında herşey ve hiçbirşeydir. Umutlarının kırıldığı noktadasındır yine herşeye isyan ederken bir an gözlerini açıp karşına bakarsın! Herşey gerçektir, karşındadır işte hayatın, aşkın! Kollarını açmış seni bekliyor...

Mutlu sonla bitsin istedim benim masalım... Hatta bitmesin!
Sonsuza kadar mutlu yaşasınlar...

4 yorum:

  1. Bi kere ve sonsuza dek mutlu yaşadılar dersin.. ardından gelen ayrılık, ve sonsuza dek mutlu yaşadılar anına o kadar yakındır ki, sana göre tabi, masalı yazana göre, dinleyenlere göre de değil, sen yakınsındır öyle hissedersin..
    Ama ayrılığın o en son, en öldürücü darbesi indimiydi kalbine.. kan fışkırıkları içinde boğulursun.. Kalbini silikonla yapıştırır, seneleri zaman selinde akıtır gidersin..
    Sonra birgün ayrılık çıkar karşına, şaka yaptım der.. ve sonsuza dek mutlu yaşadılar anlamını yitirmiştir oysaki..
    Yinede bu büyük boşluk, hiçlik, anlamsızlıktan kurtulmak için, kendini zorla ayrılığın kollarına atarsın..
    Kaderini değiştirmek için, canının acısını becerirsin.. ayrılıkla sevişirsin..

    YanıtlaSil
  2. ozaman sonsuza dek mutlu yaşama gibi bir şansları olmadığını kabullenmiş olurum. oysaki ben saçma sapan masalımda sonsuzluğun varlığına ve sonunun olmadığına ve hatta sonu olmayan sonsuz bir mutluluğa erişsin istiyorum birileri... sonsuza bir son yazmak istemiyorum :)

    YanıtlaSil
  3. Ben artık yorum yapamıyorum.. hiçbişeyin varolmadı bi noktaya gidiyorum.. kocaman bir hiç!

    Sadece korkarak yaşanmıyor o nedenle gözünü karartıp bazen yanlışa bile atlaman gerekiyor.. bile bile..

    Kimbilir belki iki yanlıştan bi doğru çıkar, kim bilebilir..

    YanıtlaSil
  4. Masal Demişken,
    masal ile gerçek kavramlarının birbirlerine aykırı duruşları olduğuna inanmıyorum!

    gerçek sanısıyla tutunduklarımızın zamanla en has masaldan daha hikâye olduklarını benim kadar herkes yaşamıştır. peki, tersi mümkün değil mi? bazen masalına inanmadıklarımızın söyledikleri her geçen gün gerçek olmuyor mu? kısaca, herkes kendi gerçeğine uygun bir masal yaratıyor...

    herkes kendi zamanının kıyısında eğleşirken, kendi masalını başkalarınınkini küçücük bırakmak pahasına büyütüyor...

    gerçeklerimizi develer duyuruyor halka, pirelere tıraş oluyoruz... tıngır mıngır sallanıyor beşikler, anneannemizin uykusu gelmiyor başka türlü...

    herkes kendi masalına uygun bir gerçek arıyor... en gerçek kendi masalıyken...

    bilinen formlar ile yaşadıklarımızı karşılaştırmak çok zor artık, hem de her konuda. artık biliyorum ki, insanlar sorularına yanıt aramıyorlar, ellerindeki yanıtlara uygun sorular arıyorlar.

    aslında seviyorum bu çelişkiyi...

    YanıtlaSil