Perşembe, Şubat 03, 2011

O kadın, şimdi ... yok!

Yine karmaşa, tıkanma, nefessiz kalma...
Geçmek bilmeyen migren ağrıları mı can yakan, iç kemiren hastalık korkuları mı bilemez... Hayat mı? Hala belirsiz.. Biliyor aslında bütün nedenler, niçinler insanın içinde, derinlerinde biryerlerde, ortaya çıkmak için bir kuş gibi çırpınıp dursa da, umursamıyor... İlk anda anlam veremese de gördüklerine, karşısındaki körelmiş insan da kendisi işte! Aynadaki aksinden onunla alay eden kendini bile göremiyor, tanıyamıyor... Düşünsenize bundan daha ötesi ne olabilir?

Kararsızlıkları yüzünden 'gelgit'lerinin içinde boğuluyor. Belki de boğularak ölüyor, o dahil hiç kimse farketmeden, ağır ağır sancılı bir biçimde ölümle pençeleşiyor...

Hiçbir biçim kalmamıştı hani Dünya'da denenmedik! Kalmış işte, her an farklı bir biçimde kanı çekiliyor damarlarından... Korkmaktan korkar oldu, o korkusuz kadın! Bıraktı, bırakıyor tam da istendiği gibi sonucunu bilmeden... Tanrıya yakarışlarında bile kararsız kalmış bir kadın, ne istediğini, ne yaptığını ve neyi niçin yaptığını bilmeden yalvarmaya çabalıyor... Gitmek istiyor, uzaklara... Hem katil gibi görüyor kendini, hem kurban.. Buna bile karar veremiyor... Birileri iyi kadın dediğinde ona, "Kötüyüm ben!" diye haykırıp "Kötü" olmaya çabalıyor... Kötü dediklerinde içindeki iyiliği ortaya çıkarmak için debeleniyor... Kararsız kalmış hayatta! Kararsız bir kadın "GİTMEK"le "KALMAK" arasında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder